|
|
|
|
|
|
|
|
01.04.2006 tarihinden bu yana ziyaretçi sayısı
|
|
GAYB, GAYB ALEMİ
Hazır bulunmayan, gizli olan. Duyu
organlarıyla doğrudan ya da dolaylı olarak ulaşılamayan"bilgiyle
kuşatılamayan, müşâhede alanının dışında kalan her şey. Taberî'ye göre bütün
mümkünler gaybı oluşturur.
Kur'an gayb kelimesini, insanların içlerinde taşıdıkları şeyleri,
gelecekleriyle ve dönecekleri yerle ilgili hususları, geçmişte kalmış kişi
ve olayların bilgisini, insan dışı varlılar dünyasını, ahiret hayatını ve
gelecek olayları içine alacak biçimde hep hazır olanın zıddı anlamında
kullanılır. Râğıb el-İsfâhânî şu tarifi verir: "Gözle görülemeyen, duyularla
idrak edilemeyen, insan bilgisinin dışında olan" (el-Müfredât, III, 192).
Müşâhede alanının dışında olması, gaybın insanlarca bilinememesini ifade
eder. Bu nedenle Kur'an sürekli gaybın yalnız Allah tarafından
bilinebileceğini anlatır: "Göklerde ve yerde Allah'tan başka kimse gaybı
bilemez" (en-Neml, 27/65). "Gayb, Allah'ındır" (Yunus,10/20). "Gaybın
anahtarları O'nun yanındadır, onları Allah'tan başkası bilmez" (el-En'âm,
6/59). Ayrıca Hz. Peygamber'e de, "Ben size Allah'ın hazineleri yanımdadır
demiyorum. Gaybı da bilmem"(el-En'âm, 6/50) demesi buyurulur. Kur'an'da
elliden fazla ayet gaybı yalnız Allah'ın bilebileceğiyle ilgilidir.
Kur'an, gaybın Allah'tan başka hiç kimse tarafından bilinemeyeceğini
belirtmekle birlikte peygamberleri ayrı tutar: "Allah sizi gaybe muttali
kılacak değildir; ancak Allah rasûllerinden dilediğini seçer" (Âl-i İmrân,
3/179). "Gaybı bilen O'dur. Gizli bilgisini kimseye göstermez; ancak razı
olduğu. resule gösterir" (el-Cin, 72/26-27). Ne var ki, ayetlerden de
anlaşılacağı gibi resullerin gaybe ilişkin bilgileri Allah'ın
bilgilendirmesinden dolayıdır; yoksa onlar da gaybı kendi güçleri ile
bilemezler.
Allah, Kur'an'la Hz. Peygamber'e gayb bilgilerini bildirmiş, açıklamıştır.
Nitekim Kur'an'da "...bu, gayb haberlerindendir, sana vahyediyoruz" (Âl-i
İmrân, 3/44, Nûh, 11/49) buyurulmaktadır. Bu özelliği nedeniyle Kur'an,
Allah tarafından "gayb" olarak adlandırılır: "O, gaybdan (Kur'an'dan) dolayı
itham altında tutulamaz" (et-Tekvîr, 81/24). Bu ayetlere dayanan bazı İslâm
bilginleri Hz. Peygamber'e bildirilen gayb bilgilerinin Kur'an'la sınırlı
olduğunu, Kur'an dışında herhangi bir gayb haberi bildirilmediğini
savunurlar. Buna karşılık İslâm bilginlerinin büyük çoğunluğu Hz.
Peygamber'e Kur'an dışında da vahiy geldiğini (vahy-i gayri metluv),
dolayısıyla Kur'an dışında kalan bazı gayb bilgileri verildiğini kabul
ederler. Bu gayb bilgileri de hadislerce aktarılır.
Müfessirler gaybı ikiye ayırarak birincisine "mutlak gayb", ikincisine de
"izâfî gayb" adını verirler. Mutlak gaybı Allah'ın zatı, meleklerin
mâhiyeti, kıyamet, ahiret, cennet, cehennem gibi insanın kendi imkan ve
yetenekleriyle hiçbir şekilde bilgisine ulaşamayacağı alan oluşturur. İzâfi
gayb ise yer, zaman, imkân ve yetenek gibi nedenlerle bazı insanların
bilgisine ulaşamadığı, buna karşılık bazı insanların bilgisi içinde olabilen
olay ve olgulardır.
Hakîkat, asıl âlem olan gayb âlemidir. Bu dünya onun bir tecellisidir.
Hakîkat görülmez; görülen onun görüntüsüdür. Tıpkı ışık, ısı, ses, koku, tat
gibi (Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, I,172 vd.). Allah ve
Resulu dışında hiç kimsenin mutlak gayb olan âlemle ilgili şeyler bilmesi
mümkün değildir: Sihirbazların ve onların yardımcıları olan şeytanların
gaybı bilmesi mümkün değildir. Kur'an onlar için "kulak hırsızları" (el-Hicr,
15/18) der.
|
|
|